Kloroaurik asit, altın içeren önemli bir inorganik bileşik olup, mühendislik ve yüksek teknoloji alanlarında stratejik öneme sahip bir kimyasal üründür. Özellikle malzeme mühendisliği, nanoteknoloji, elektronik mühendisliği, biyomedikal uygulamalar ve kimya mühendisliği gibi disiplinlerde çok yönlü ve kritik bir rol üstlenmektedir. Yaygın olarak kullanımda çözelti ve tuz formları olmakla birlikte kolloidal formları da mevcuttur.
Kimyasal yapısı [AuCl₄]⁻ anyonundan ve proton (H⁺) iyonundan oluşur; kristal yapı içerisinde ise üç mol su (trihidrat) ile stabilize edilmiştir. Bu yapı, inorganik kimyada tipik bir metal kompleksi örneğidir. Bileşik, altın metali aqua regia (kral suyu, yani HCl ve HNO₃ karışımı) ile çözüldükten sonra çözelti buharlaştırılarak elde edilir. Sarıdan turuncuya değişen renkte kristaller verir ve havadaki nemi kolayca çekebilir.
Au(s)+4Cl−→[AuCl4]−+3e−
Kimyasal formülasyonda da görüldüğü üzere yüksek oranda altın içeren bu bileşik, oldukça saf bir altın kaynağıdır. Sıvı form, genellikle tetrahidrat tozun suda çözülmesiyle hazırlanır. Bileşiğin farklı formları uygulamalarda kullanılabilir. Farklı konsantrasyonlarla değişkenlik göstermekle birlikte, sıvı formunda çözeltide H⁺ ve [AuCl₄]⁻ iyonları serbest halde bulunur, yüksek çözünürlük ve homojenlik gösterir, turuncunun açık tonlarından başlayıp altın konsantrasyonunun artmasına bağlı olarak koyularak geniş bir renk aralığına sahip olur berrak bir yapıdadır.
Çözeltideki altın konsantrasyonu, kullanılan tozun miktarına ve çözeltinin seyreltilme oranına bağlı olarak değişir. Oranlar, uygulama ve proses gereksinimlerine göre değişiklik gösterir.
Her iki formda da altının saf, çözünür ve kullanılabilir bir formda bulunması mühendislik uygulamalarında kritik bir avantaj sağlar.
Kloroaurik asit, hem altın nanoparçacık sentezinde hem de metal kaplama uygulamalarında yaygın olarak kullanılır. Altın iyonları (Au³⁺), sitrat veya askorbik asit gibi indirgen ajanlarla kolayca indirgenebilir ve bu sayede 5–100 nm boyutlarında, yüzey plazmon rezonansı (SPR) özelliği gösteren nanoparçacıklar elde edilir. Bu özellikleri sayesinde altın nanoparçacıkları, optik sensörler ve biyoalgılayıcılarda yaygın kullanım alanı bulur. Ayrıca kloroaurik asit, mikro ve nano boyutlu elektronik bileşenlerin kaplanmasında tercih edilir; kimyasal indirgeme yoluyla oluşturulan homojen, pürüzsüz ve iletken altın tabakalar, yüksek iletkenlikleri, korozyon dirençleri ve biyouyumlulukları sayesinde biyosensör ve biyomedikal implantlar için oldukça uygundur.